Yararlı Linkler
Mardin Giyim - Kuşam Kültürü
Mardin’de giyim-kuşam işini incelemek üzere öncelikle kategorilere ayıralım
BEBEKLER : Geleneğe göre yeni evli çiftin doğacak olan çocuklarını tepeden tırnağa kadar giydirmek kızın anne ve babasına düşer. Bu bir gelenektir. Bebek doğmadan önce yatak, karyola, banyo takımları, külot, zıbın, fanila, önlük, entari, örgü başlık, cepken, patik, çorap, eşarp, tülbent, havlu, kundak, kundak altı bez gibi giysiler hazırlanır. Battaniye, yastık kenarları, loğusa için özel yatak takımları, Antep işi veya oya işlemeli yorgan ağızları, yastık kenarları, bebek için lazımlık, bebek ev dışına çıkarılacaksa kundağın üzerine konmak üzere kundak elbisesi hazırlanır. Bu elbise genel olarak ya beyaz atlas kumaştan veya ipekten olurdu. Kenarları ve başlığı işlemeli, oyalı, dantelli görkemli bir şey.
Bebeği giydirip kuşandıran anneanne ve Dede’nin yanı sıra dayı, teyze, hala, amca, kuzenler, eş dost, konu komşu en yakın aile dostları, eşlerin iş arkadaşları gibi kimseler de bebeğin (bıbbo) çeyizine Altın takı, elbise veya nakit para gibi katkıda bulunurlar.
Mardinli takı işinde hiçbir zaman ifrata kaçmaz. Bu davranış Mardinlinin asaletini, efendiliğini, nezaketini, kibarlığını, görgü kurallarına uyduğunu, sonradan görme olmadığının bir göstergesidir. Mardinli kesinlikle şunu iyi bilmektedir ”İltifatın fazlası küfür yerine geçer”.
YENİ EVLİLER VE KILIK KIYAFET : Mardin’ de hangi kesimden gelirse gelsin evlilerin veya başka bir deyişle gençlerin kılık kıyafetleri standardize edilmiş gibi idi. Genç kızlar slip iç çamaşırı, penye fanila ile askılı bir iç gömleğinin üzerine düzgün robalı bir entari giyerler. Bu entarinin göğsü V yaka veya bisiklet yaka olabiliyor. Ama genellikle V yaka tercih ediliyordu. Etekler ya geniş etek ya da küloş olur. Boyları hiçbir zaman diz üstü olmazdı diz hizasında veya 4 parmak aşağısında bulunurdu.
Erkekler ister özel sektörde ister resmi bir kuruluşta pantolon gömlek ve yerine göre kravatlı gezerlerdi. Mardin’ in Erkeği de kadını da kılık kıyafetine özen gösterir. Mardinli kadınlar göz alıcı koyu kırmızı, çingene pembesi, ”ben buradayım” diye bağıran, çiğ yeşil renkli veya alacalı bulacalı renkleri içeren giysileri hiç sevmezler. Kırsal kesimde oturan kadınlarımız bu göz alıcı renkli giysilere tutkundu. Sabah kalkarken saçını muntazam tarayıp makyaj yapan kadın, işlerini bitirip akşama doğru eşini beklemek üzere yeniden makyajını tazeler ve eşini taranmış bir saç düzgün bir kıyafetle karşılar. Öylesi kadına erkek nasıl bağlanmasın ki?
İşte Mardin Kadınının bu uyanıklığı, Mardin erkeğinin evcimen olmasına neden olmuştur. İster Mardinli olsun ister başka bir ilden Mardinli bir kadınla evlenen erkek, evlerine bağlı, tutkun ve evcimen olurlar.
ERGİN KİŞİLERDE GİYİM KUŞAM : Bu bölümde durumlarını izah edeceğimiz kişiler artık işin süksesine doğru kayanlardır. Yaşının bir hayli ilerlediğini fark eden vatandaş, biraz kendine çeki düzen vermek üzere, evde tıraş olurken bundan böyle bir berbere abone olur her akşam iş çıkışı berbere uğrar tıraş olur eve öylece tertemiz bir yüzle gelir. Bütün sevecenliği üzerindedir.Hayatın su gibi akıp gittiğinin farkındadır.. Hayattan ne kadar fazla tat alabilirsem alayım diye çaba gösterir. Bu kesimde aralarında saçını boyayana da rastlamak mümkündür. Günlük kıyafet değiştirir. Takımlar genelde yelekli diktirilir yelek ceplerine köstekli saat yerleştirilir. Dişler onarımdan geçer porselen dişler ağızda pırıl pırıl parlar. Kasket şapka fötre dönüşür. Ayakkabılar siyah gön yerine artık rugana dönüşmüştür. Kıraathanelere daha az takılır. Misafir gezmeleri ön plana çıkar.
Kadın ise giysi olarak kadife türünden entariler ve pahallı kumaşlardan dikilmiş mantolar ve pardesülerle gardrobunu süsler. Özellikle Mardinli kadınlar Müslüman olsun Hristiyan olsun siyah çorapları sadece yas dönemlerinde kullanırlar. Yas tutan bir hanım kısa süre siyah çorapla dolaşır. O yas dönemi bittikten sonra tekrar ten rengi çorap giyer.
YAŞLILARIN GİYİM KUŞAMI : Mardinli yaşlı bir ninenin başında iki şey bulunurdu ya beyaz bir şile bezinden namazlık dedikleri 50x70cm ebadında beyaz tülbent veya şile bezinden başlık ÇİTEYE dedikleri yazma diğer bir adı Anadolu’da yemeni dedikleri bir örtü. Yaz aylarında sıcak havalarda yazmayı da çıkarır, ancak yabancı birinin yanında ya da dışarı çıkarken başını örter. Gezmeye giderken manto üzeri kullandıkları siyah krepten yapılmış başörtüleri olur. Bununda bağlama şekli çene altına çağdaş bir hanımefendi bağlayışı gibi olurdu. Yazın pardesü veya ince kumaştan dikilmiş manto kış aylarında kalınca kumaştan yapılmış manto giyilir. Ayakkabılar genellikle rugan ve siyah renkli düz ökçeli bağcıksız magosen tipinde olurdu.
Yaşlı Erkeklerimizin giyim kuşamında pek fazla ayrıntı bulunmamakla birlikte elbiselerinin biraz bol ve oturup kalkarken rahat olmasına itina ederler. Pantolonların biraz geniş paçalı ve bol, ceketleri de öyle olmakla beraber yelek giyerler. Yelek onlar için vazgeçilmezlerdendir.